"Dedelerim Anadolu'ya muhacirlik yoluyla gelmiş" (Türkçe video-röportaj)

TRT “Türkiye’nin Sesi” Radyosu Azerbaycan Masasının “Gönül Coğrafyasından Türkiye” programının konuğu Kazakça Masasının Mütercim-Spikeri Ufuk Tuzman.

1356398
"Dedelerim Anadolu'ya muhacirlik yoluyla gelmiş" (Türkçe video-röportaj)

 

Sevda Mirze (sunucu): Merhaba, sevgili dinleyiciler ve seyirciler, TRT “Türkiye’nin Sesi” internet radyosunu dinliyor ve bizi TRT/Azerbaycan web sayfasından izliyorsunuz. “Gönül Coğrafyasından Türkiye” programı ile karşınızdayız.

TRT “Türkiye’nin Sesi” 38 dil, lehçe ve alfabide yayınlanan web sayfasından ve 37 dilde internet radyosu olan masalardan oluşuyor. “Gönül Coğrafyasından Türkiye” programında biz zaman zaman bu masaların çalışanlarını sizlerle tanıştıracağız. Bu gün konuğumuz özünde hem Türkiye, hem Kafkasya, hem de Orta Asya’yı birleştiren, TRT “Türkiye’nin Sesi” Radyosu Kazakça Masasının Mütercim-Spikeri Ufuk Tuzman.

Önce TRT “Türkiye’nin Sesi” Radyosu Kazakça Masasını bir kaç cümle ile tanıtmanızı rica ederiz.

Ufuk Tuzman (Mütercim-Spiker, TRT TSR Kazakça Masası): Öncelikle programınızın konuğu olmaktan onur duydum. Kendi çalıştığım bir birimde sizin konuğunuz olmak beni onurlandırdı. Buradan hem dinleyicilerimize, hem izleyicilerimize selam vermek istiyorum.

  TRT “Türkiye’nin Sesi” Radyosu Kazakça Masasının internet üzerinden yayın yapan bir sayfası var: https://www.trt.net.tr/kazakh/ Aynı zamanda burada anlık olarak Türkiye’nin dış politikası ile alakalı haberlerimizi, programlarımızı ve yayınlarımızı gerçekleştiriyoruz. Bu esnada özellikle bize verilen süre içerisinde bu yayınları gerçekleştirmek zorundayız. Yayınları yaparken Türkiye Cumhuriyeti’nin yayın politikalarına uygun bir şekilde 41 dilde web sayfası, 37 dilde internet radyosu olarak yayınlıyoruz. Biz Kazakça Masası olarak Kazakistan Cumhuriyeti başta olmak üzere, Kazak diasporası diyebileceğimiz bütün bölgelere, tüm dünyadaki Kazaklara Türkiye Cumhuriyeti’nden yayın yapıyoruz.

Sevda Mirze (sunucu): TRT “Türkiye’nin Sesi” Radyosunun ana sloganı var; Dünyaya Sesleniyoruz. Biz gerçekten de 41 dilde dünyaya sesleniyoruz. Yeri gelmişken belirtmek isterim Kazakça Masasında Ufuk Tuzman’ın yanı sıra Masa Sorumlusu Torgın Hanım ve Çin’de dünyaya gelmiş, Kazak asıllı Zeyneş bey var. Üç ayrı ülkede dünyaya gelmiş, Kazak dili vesilesiyle Kazakça Masasında bir araya gelmiş üç ayrı insan. Fakat Ufuk Bey, sizin ayrı bir özelliğiniz car. Şöyle ki, kendinizde hem Orta Asya, hem Kazakistan, hem de Kafkasya coğrafyasını birleştiriyorsunuz. Bu konuda biraz konuşmak istiyorum.  

Ufuk Tuzman (Mütercim-Spiker, TRT TSR Kazakça Masası): Ben 1995 yılına kadar Türkiye’de yaşamış, bir Eskişehirliyim. 1995 yılından sonra benim Kazakistan yolculuğum başladı. 6 Haziran 1991’de Uluslararası Ahmet Yesevi Türk-Kazak Üniversitesi Türk dünyasının ortak üniversitesi statüsü olarak: özerk olarak Kazakistan Cumhuriyetinin ilk Cumhurbaşkanı Sayın Nursultan Nazarbayev’in öncülüğünde kurulduğunda Türkiye’den eğitim almak için giden ilk öğrenci grupları arasında yer almak nasip oldu bana. Oraya gittiğimizde 1 yıl hazırlık sınıfında Rusça, Kazakça ve İngilizce olarak 3 dilde yeterlilik sınavını vererek fakülteyi okumaya hak kazandık. Bizler orada bulunduğumuz süre içerisinde Kazakistan’ın kültürü, tarihi ve coğrafyasıyla tanıştık. Özel ilgim dolayısıyla Kazak Dili ve Edebiyatı Bilim Uzmanlığı bölümünü seçtim ve bitirdim. Daha sonrasında ise, ne mutlu ki böyle bir süreci de yaşamak kısmet oldu; kendi okuduğum üniversitede yüksek lisansı tamamlayarak, doktoraya başladım, Taraz Şehrinde Üniversitenin önce Türk Dili Bölümü Başkanlığı daha sonra Filoloji Fakültesi dekan yardımcılığını görevini yürüttüm. Türkiye’ye gelmeden önce ise Dağıstan Cumhuriyeti’nde Devlet Üniversitesinde Türk Kültür Merkez Kurucu müdürü olarak görev yaptım. Türkiye’ye geldikten hemen sonra Başkent Üniversitesinde iki yıla kadar çalıştım. BÜDAM yabancı dil bölümünde seçmeli ders olarak verdim. 2008 yılında ise TRT Dış Yayınların dönemin yöneticilerinden müdürümüz olan Engin Asena Hanım ve masa sorumlumuz Sayın Torgın Sezgin hanımın davetiyle sınavlara katıldım. TRT’nin personeli olmaktan ve Dış Yayınlarda çalıştığım için son derece mutluyum.

Sevda Mirze (sunucu): Ufuk bey, sizin çocuklarınız da Kazakistan’da dünyaya geldi, eşiniz de oralı. Bir Türk deyimi vardır: Eşiniz nereliyse, siz de oralısınız!

Ufuk Tuzman (Mütercim-Spiker, TRT TSR Kazakça Masası): Evet, Türkiye’de onu Nasreddin Hoca’nın bir fıkrası olarak anlatırlar. Hocaya sormuşlar nerelisiniz, “Daha evlenmedim” demiş.

Sevda Mirze (sunucu): Ne mutlu size ki kendinizde Türk dünyasının birçok özelliğini barındırıyorsunuz. Bence bu sizin hayatınıza da önemli manevi zenginlikler katmış. Türkiye’de dünyaya gelmiş, Türk coğrafyası ülkelerde çalışmışsınız. Bu da dünyanıza ayrı bir zenginlik katmış olmalı. Dedik ki, siz aynı zamanda Kafkas kökenlisiniz. Bu yönünüzü biraz anlatsanız. 

Ufuk Tuzman (Mütercim-Spiker, TRT TSR Kazakça Masası) 1860-1865’lı yıllar bizim Kafkasya’dan Osmanlı imparatorluğu sınırları içerisinde zor durumda olan Anadolu coğrafyasına muhacirlik yolu ile gelen ilk gruplardan dedelerim. Abdülhamit döneminde Türkiye’ye geliyorlar. Onlar, çoğunluğu Eskişehir olmak üzere, Konya, Tokat, Sivas, Kayseri gibi şehirlere yerleşen Karaçay-Malkarlardandır. Benim iki nesil önceki dedelerim 1905’te Türkiye’ye geliyor. Eskişehir’in Yakapınar (Ertuğrul) adı verilen bir köyündenim ben. Köyümüzün kuruluşu de 1905’tir: Karaçay Malkar köyüdür. Türkiye’de çok yaygın olmasa da, köylerimiz kendi içerisinde etnik yapısı ile Kıpçak Türkü olarak, Karaçay Malkarlar olarak varlıklarını idame ettirir. Daha önce gelen nesiller: biliyorsunuz Anadolu’da savaş dönemi ve yoklukların yaşandığı bir süreçte gelmişler. Ama bizim dedeler, babalar ve bizler eğitime geçiş dönemini yaşayan nesiller olduk, ülkenin nimetlerinden faydalandık. Türkiye Cumhuriyeti bizim ana vatanımız oldu. Ana vatanımızda üzerimize düşen bütün sorumlulukları yerine getiren bir toplum olarak da varlığımızı sürdürüyoruz.

Şu anda Türkiye’de bilim adamlarımızın yorumlarına göre yaklaşık 25 – 30 bin civarı arasında bir Karaçay Malkar Türkü varlığından bahsedebiliriz.

Sevda Mirze (sunucu): Peki Karaçay Malkar dilini tüm Karaçay Malkarlar yaşatıyor mu?

Ufuk Tuzman (Mütercim-Spiker, TRT TSR Kazakça Masası): Karaçayların dünya nüfusları Ankara’da birçok semtin nüfusundan daha azdır. Karaçay Malkar Türkleri yaklaşık dört yüz bin nüfusa sahiptir. Bunların yaşamış oldukları sürgünler çok fazladır tarihte. En son 2 Kasım 1942’de Karaçaylar, 8 Mart 1943’te Malkarlar topyekûn sürgüne maruz kalıyorlar. Gittikleri coğrafyaların da kültürlerini ve dillerini öğrenerek bir takım yaşam formaları, geçişler oluyor. Dolayısıyla aldıkları eğitim, bulundukları coğrafyalardaki pozisyonları itibariyle bunu şöyle yorumlamak lazım. Dillerine hâkimler mi? Dillerine hâkimler, ama belli bir jenerasyonda bunu görebilirsiniz. Yani 40 yaş ve üstü konuşur da, anlar da, ama 40 yaştan aşağı olan kısım, özellikle 15-40 yaş arası anlasa da konuşamaz, fakat daha küçükleri çok daha az anlar, konuşur, o da çok ciddi bir sorun. Çünkü kendi devleti olmayan muhtar Türk Cumhuriyeti, ana dilinde eğitim ve diasporası, yani Kafkasya dışındaki Türkiye gibi bölgelerdeki Kıpçak Türkçesi olan dilimizi yaşatabileceğimiz maalesef çok fazla kaynak ve unsur yok.

Sevda Mirze (sunucu): Ama siz bu dili yaşatmak için ilk defa olarak “Mingi Tav” adlı bir dergiye öncülük ettiniz. Latin alfabesi ile 2018’de siz 4 sayıyı Karaçay Malkar dilinde çıkardınız. Bu dergi çok büyük ses getirdi.

Ufuk Tuzman (Mütercim-Spiker, TRT TSR Kazakça Masası)- Karaçay Malkarlar ata yurtlarında Kuzey Kafkasya’da 2 ayrı cumhuriyetlerde yaşıyorlar. 1921’de çizilen Stalin sınırları ile Karaçay Çerkez ve Kabardin Malkar Cumhuriyetleri olarak tek bir ulus ikiye bölünmüştür. Dolayısıyla dilimizde de yaşatılabilecek şeyler çok azdır. Bunlardan biri ana dil yasası meselesidir. Kafkasya’da Kirilce eğitim diliydi. Fakat diasporada 107 küsur yıllık bir süreci yaşayan bizler için Kirilceyi uzmanlar ve uğraşanlar dışında bilenler yoktur, özellikle köylerde, mezralarda ve kasabalardaki gençler.

Sevda Mirze (sunucu): Arşivleriniz de kiril alfabesi ile.

Ufuk Tuzman (Mütercim-Spiker, TRT TSR Kazakça Masası): Evet doğru… Aynı zamanda Kazakça yayınımız da Kiril alfabelidir. Onun da vermiş olduğu bir katkıyla okuyor ve yazıyoruz.

Şöyle söylemek istiyorum, Karaçay Malkar Türkçesinde Latin alfabesiyle Mingi Tav Dergisini yayınlıyoruz. Türkiye’de çıkan “Mingi Tav” dergisinin adı “Elbruz Dağı”ndan anlamına gelir. Ama Elbruz suni bir isimdir, Kafkasya’ya gireli çok uzun bir süre olmadı. 1320’lerdeki ilk kayıtlara baktığımız zaman “Mengi” Dağ’ın sonsuzluk, ebedi dağ anlamına geldiğini görüyoruz ve Elbruz’un iki yanında yaşayan Karaçayları ve Malkarları temsil eder. Dergimize bu dağın adını verdik. Çünkü bunun bir kutsiyeti var, toplum adına birleştirici bir özelliği var. Latin alfabesi ile çıkardığımız bu derginin şöyle bir özelliğinden de bahsetmek gerekir. Kıpçak halkları arasında latin alfabesi ile çap olunan dünyadaki ilk dergidir. Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı’na tescillidir. Bu dergi hem Karaçay, hem Malkar hem Türkiye hem de diğer diaspora ülkelerinden bir çok alim, edebiyatçı, araştırmacı ve kanaat önderlerinin yazılarının yer aldığı, şiirlerinin, piyeslerinin yayınlandığı bir dergi olma özelliğini taşır. Maksat disporada yaşayan bütün Karaçay Malkarlara ana dillerinde okuyabilme fırsatı sunmasıdır.

Sevda Mirze (sunucu): Bu dergi çıktıktan sonra nasıl karşılandı?

Ufuk Tuzman (Mütercim-Spiker, TRT TSR Kazakça Masası): İlk tepkiyi biz ata yurttan aldık. Karaçay ve Malkarda devlet televizyonları ve basın buna çok ilgi gösterdi. Ama diaspora ilişkilerinde maalesef çok zayıflar, hem devlet nezdinde, hem kişisel anlamda. Sivil toplum açısından da durum aynı. Fakat bunun dışında örnek vermek istiyorum, Macaristan’da çok ciddi anlamda ses getirdi. Türkiye Cumhuriyeti’nde ise Çağdaş Türk Lehçeleri öğrencilerinin Karaçay Malkar Türkçesinde edebi metin örneği olarak kaynak teşkil etmesi açısından çok önemlidir. Ama her şeyden önemlisi merkezi ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Ebsco adı verilen dünya indeks dizininde ayrıcalıklı 2500 dergi arasında yer aldı. 85 bin idir me ve okuma süresi olarak Türkiye Cumhuriyetinde online dergiler arasında ilk sıralarda. Bu başarı Uluslararası yayın kurulumuz ve dergide yazıları yer alan herkese aittir.

Sevda Mirze (sunucu): Karaçayların Azerbaycan’la da bağları var. Sadece coğrafi olarak değil, kültürel olarak da. Azerbaycan Milli Basınının yaratıcısı Hasan Bey Zerdabi’nin eşi Karaçay Malkar Türklerinden. İsterdim kısaca bu konuya da değinelim.

Ufuk Tuzman (Mütercim-Spiker, TRT TSR Kazakça Masası): Cumhuriyetimizde bazı önemli dönüm noktaları vardır ki, aslında unutulmaya yüz tutmuştur, bunları öne çıkarmak gerekir. Azerbaycan coğrafyasındaki Türk kardeşlerimiz ve diğer Türk coğrafyasındaki tüm aydın kesim, yenilikçi hareketleri daha çok anılmalı, daha çok tanıtılmalıdır. Bizim düşüncemiz budur ve dergimizin de politikasından biridir. Azerbaycan ve Malkar kökenli ailenin kızının bir bağlantısı çok çok önemli bir gelişmenin de öncüllüğünü yapmaktadır. Bu nedir? Hanife Abayeva, İkinci Yekaterina döneminde Tiflis’te açılan Hristiyan kızlar mektebinde eğitim görüp, bunun Müslüman kızlar mektebi modelini oluşturmak isteyen bir kadın olmuştur. İlk dönemlerde Azerbaycan literatüründe Melike Abayeva olarak anılmıştı. Abaylardandır ve Abaylar Malkarların Bey sülalelerindendir. Hanife Abayeva ile ilgili kimi ilk araştırmaları Malkar ilim kadını Prof. Dr. Tamara Bittirova yazılarından Azerbaycanla yüz yıl önceki ilk münasebetleri görüyoruz. Biliyorsunuz, Hanife Abayeva Zerdabi beyle tanışıp onun eşi olduktan sonra Azerbaycan’a taşınıyor. Azerbaycan’da ilk yenilikçi hareketleri başlatan bir çevreye sahipler.

Sevda Mirze (sunucu): O dönemlerde sosyal çevrelerde bir bayanın bu kadar faaliyetli olması çok mühim bir hadise idi. Yani Hanife Abayeva tarihe geçmiş bir Müslüman bayandır.

Ufuk Tuzman (Mütercim-Spiker, TRT TSR Kazakça Masası): Zerdabi’nin bilinmeyen yönünü de söylemekte fayda var. Bunu atlamamak lazım. İstanbul’a gelip ilk Latin alfabesindeki matbaayı Bakü’ye götüren bir aydındır, kendi gazetesini Bakü sokaklarında ilk satan kişi Zerdabi’dir. Latin alfabesiyle basılan bu gazeteyi çıkaranlar arasında olanlardan biri de Hanife Abayeva’dır. Azerbaycan’da ve dünyada ilk kez kurulan Müslüman kız mektebinin ilk müdüresi ve kurucusudur. İlk de kendi kızını yazdırmıştır mektebe. Şunu da bildirmekte fayda var. Rus ordusunun Bakü sokaklarında tahrifatı sırasında Zerdabi beyin matbaasını sokaklarda parçaladığı zaman Abayeva, “gerçekten çocuğumuz gözümüzün önünde öldürülmüş gibi hissettik” diye duygularını gizlememiş bir kadındır. Zerdabi beyin bu çetrefilli hayatında, bağımsızlık döneminde yanında her zaman bir silah arkadaşı gibi eşi aydınlanma hareketlerinin içinde bulunmuştur.

Sevda Mirze (sunucu): Her güçlü erkeğin arkasında bir güçlü bayan vardır misali.

 Ufuk bey, çok sağ olun programımızın konuğu oldunuz. Konuşulacak konu çok, vaktimiz maalesef kısıtlı.

Ufuk Tuzman (Mütercim-Spiker, TRT TSR Kazakça Masası): Ben adım gibi eminim ki, sizin TRT Dış Yayınlar Radyosu konukları arasından daha nice cevherler çıkacak. Ben “Gönül Coğrafyasından Türkiye” programınıza başarılar diliyorum. Bu programın yayınlanmasında katkısı bulunan Dış Yayınlar Dairesi Başkanlığının tüm yetkililerine teşekkür etmek istiyorum. Çünkü böylesi bir program bizlere yani Dış Yayınlar Daire Başkanlığımıza yakışır.

Sevda Mirze (sunucu): Çok teşekkürler


Etiketlәr: #TRT Dış Yayınlar Dairesi Başkanlığı , #Zerdabi beyin matbaası , #Azerbaycan’da ve dünyada ilk kez kurulan Müslüman kız mektebi , #İstanbul’a gelip ilk Latin alfabesindeki matbaayı Bakü’ye götüren aydın , #Zerdabi’nin bilinmeyen yönü , #Azerbaycan’da ilk yenilikçi hareketleri , #Hanife Abayeva - Zerdabi , #Tamara Bittirova , #Tiflis Hristiyan kızlar mektebi , #Bey sülaleleri , #Abaylar Malkarlar , #Azerbaycan ve Malkar kökenli aile , #Karaçayların Azerbaycan’la bağları , #Çağdaş Türk Lehçeleri , #Kıpçak halkları arasında latin alfabesi ile çap olunan dünyadaki ilk dergi , #Elbruz Dağı , #Karaçay Malkar Türkçesinde Latin alfabesiyle Mingi Tav , #Kabardin Malkar Cumhuriyeti , #Karaçay Çerkez , #“Mingi Tav” dergi , #Karaçayların dünya nüfusları , #Kıpçak Türkleri , #Karaçay-Malkar Türkleri , #Anadolu coğrafyasına muhacirlik yolu ile gelen ilk gruplar , #TRT Dış Yayınlar , #Torgın Sezgin , #Kazak Dili ve Edebiyatı Bilim Uzmanlığı , #Türk dünyasının ortak üniversitesi , #Uluslararası Ahmet Yesevi Türk-Kazak Üniversitesi , #Zeyneş İsmail , #Dünyaya Sesleniyoruz , #Türkiye Cumhuriyeti’nin yayın politikaları , #Türkiye’nin dış politikası ile alakalı haberler , #TRT “Türkiye’nin Sesi” Radyosu Kazakça Masası , #Ufuk Tuzman , #TRT/Azerbaycan web sayfası , #TRT “Türkiye’nin Sesi” internet radyosu , #“Gönül Coğrafyasından Türkiye” programı , #Sevda Mirze (sunucu)

Әlaqәli Xәbәrlәr